Mehmet Deveci‘nin en güzel ve en yeni resimli sözlerini hazırladık. Çok beğeneceğinizi düşündüğümüz bu müthiş ve dini sözleri facebook ve twitter üzerinden de sevdiklerinizle paylaşabilirsiniz. En yeni ve en orjınal Mehmet Deveci Sözleri. Mehmet Deveci;BİRAZ”, “SEVGİLİ YALNIZLIĞIM” kitaplarıyla herkesin beğeni ve ilgisini toplayan, hiç farkında olmadan söyleyip bir yerlere karaladığı “Yazının Şahitliği Elimizden Tutsun Diye” sözü, yazılarının niyeti ve sloganı olan, düşünerek, hüzünlenerek, susarak, yazarak, namaz kılarak, çay içerek, yürüyerek, kırılarak, alınarak, sinirlenerek, denk geldiği yerde ağlayarak hayatına devam eden ve ölünce cennete gitmek, Rabbine sunabilecek bir yüz hazırlamak ve ardından gelecek iyi şeyler bırakmak en büyük hayali olan yazarımızın sözleri sizlerle….
En Yeni Mehmet Deveci Sözleri
- Allah’ın silmediği kullarını silen kullar kime kul !
- “Tüm sevdiklerim cennette” diyebildiklerini sev !
- Sevinmek de bir dua…
- Halden anlayana, hatır sorana, yoğundan verene, eskiler bu iyi adamdı diyor.
- Sonbahar rüzgarını bilir misin?
Her rüzgar esişinde, yerlere dökülmüş kurumuş çınar yapraklarını
Yeniden havalandırıp sonra usulca yerlerine düşürür yüreğimin… - Sesler de, çok beklemenin izi vardır..
- Dualarımızda bahsettiğimiz isimlere “dost” diyoruz.
Üstelik bundan da haber vermiyoruz
Onlar da bizlere “unuttu” diyor… - Yüreklerde ki yeri değişmeyen, değişmesi dahi teklif edilemeyen şeyler vardır…
- Çok acımasız suskunluklar vardır.
Bütün kelimeleri öldürür. - Dil, gönüllerin yalancısıdır.
- Bir cevap olarak, bir tavır olarak, bir mesaj olarak; gülümseyin…
Dostlarınız sevinsin, düşmanlarınız düşünsün… - Biten bir yazı da bırakılmış boş yerler gibidir bazı şeyler.
Yazı biter, boşluk bitmez…
- Hastalıkta ve sağlıkta,
Gençlikte ve yaşlılıkta,
İyi günde, kötü günde;
Sen bizi Namazsız bırakma Allah’ım! - Allah’ım! Annelerinde ki sevgiyi görenlere, hayatlarının geri kalanında yardım et!
- Daha yaşın kaç?
Yenildim diyorsun.
Ayağa kalk, abdest al, sallanma.
Dışarıda hava çok güzel. - Bütün kapılar kapansa da,
Bütün kapıların sahibi var..
Yıkılma! - Hiç bir şeyi üzerime alınmıyorum: Yağmuru, güneşi, baharı, kuşları ve gökkuşağını..
Üzerime düşen benim çünkü, üzerime değen, yağan, ıslatan, yapışan, hiç ayrılmayan… - Yeterince çay olmalı, yeterince umut, beklediğine değecek olmalı yeterince, geldiğinde her şeye yetecek kadar büyük..
- Çok güzel susuyordu. Konuşup da bu güzelliğini bozmak istemedim.
- Sesimizi, içimizde ki yaraya basarak çıkarıyoruz.
- Kısmet, bütün isteklerin dolaşıp geldiği son duraktır.
- Kalbim; içinde amansız savaşların olduğu, bana ait, içimin sesini en iyi duyan belde…
- Öyle bir “Allah’ım!” dedi ki avuç içlerine bakıp, içimdeki bütün aminler çıkıp gidecek sandım, bütün dualarım hemen oluverecek…
- Zaman içerisinde gördüğünüz gerçekler, aldığınız kararların haklılığını ortaya çıkarır.
- Tövbe edip ömrüne yeniden niyet edip yeni temiz bir aşkla aşklanmalı.
- Biraz pazar, biraz uzak şehir manzarası, biraz sessizlik, biraz çay Allah’ım…
- Niyettir ameli güzelleştiren; durun, daha bitmedi; hem de ölümsüzleştiren…
- İnsan bazı günahlara, sakındığı yada çok bildiği için değil; o günahla henüz sınanmadığı için düşmez.
- Kendinden yorulur mu insan yaşadıklarından, beklentilerinden, hayal kırıklıklarından..
- Kelimelere gizlenmiş özlemler var…
- Hiç bir kelime ne tarif edebiliyor ne de anlatmaya yetiyor içimizdekini.
Elimizde olan tek ve en güçlü sığınağa; duaya döküyoruz içimizi… - Kardeş dualarına sarıldık, bekliyoruz.
Geçecek her şey… - Bismillah sabah
Bismillah ağaran vakit
Bismillah zamanın tüm halleri… - Cuma, diğer günlerden sonra değil, başında gelir.
Zira Cuma, bir başlama günüdür. - Sevinci yalnız başına yaşamak, hüzün bu olsa gerek…
- ” Allah biliyor…” diye başlayan cümleler,
” Sen bilmesen de olur..” diye bitiyor… - Sevilen şeyler ortalıkta bırakılmaz,
Saklanır.
Kimisi akılda, kimisi de sol yanında bir oda var ,
İşte orada… - Yaşadığım her şeyden bir ders çıkardım.
Hiç birini atmadım. Sakladım.
Kimini zihnimde, kimini fikrimde, kimini de yüreğimde.. - Gece olunca, ışıklar sönünce, kalabalıklar çekilince; sağ yanına usulca bükülünce, aklına gelen şeylerle baş başa kalınca, sessizce okuduğun dualar yarım kalınca, parmak boğumlarında ki tespihatların sayısını unutunca, içindekiler göğsünde yoğunlaşınca,
zor da olsa usulca fısılda; “Allah, azze ve celle…” - Orjinal sözlerin, orjinal kelimelerin, orjinal müziklerin değil;
Orjinal yaşamların adamı olmalı… - Her gün, bir gündür, bir gün dayanabilen, her gün dayanabilir.
- Sağım serbest, burdan geç, solum dolu…
- Yalnızlığınla aranı sıkı tut, özel tut, bir dağ yamacında tut.. Ulaşamasınlar tut, sakınarak tut, yenilme tut, inanma tut dedim dedim durdum kendime..
- Sıcağı sıcağına kurulan düşlerin, kaleme düşmeden kalplerden düşmesidir kaybetmek..
- Verdiğimiz değerlerin altında kaldık:
Üzerimiz; dünya, insan ve bir çok şey dolu… - Tesbihi kalemiyle çeken insanlar var.
Okudukça kalbin Allah diyor. - Elinizdeki bir çok nimetin, başkalarının hayali olduğunu unutmayın.
- Kahve gibi olmalı insan kahve gibi dostları bir de onlar az olur ama damaktaki tatları hiç unutulmaz..
- Hüzünlü bir yazının sonuna konulan gülücük gibidir yaşam…
- İnsana bazen de hüzün iyi gelir, acı iyi gelir.
Dengeler savruk yüreğini.
Üşütse de önceleri, bir buzdan sıcağa salar sonra, ısıtır… - Göğün çok kalabalık !
Nasıl yağmurun olup düşeyim yerlerine… - Dost, en hesapsız zamanlarda hiç çekinmeden yüreğine,
kalk ben geldim deyip girebilendir… - Hayal kırıklıklarınızı güzel bir vazoda saklayın ve bolca da su verin.
Sizi büyütür,olgunlaştırır ve adam olmayı öğretir. - Biraz sıkışır mısınız?
Bir gönüllük,
Bir hüzünlük,
Bir ağlamalık yer açar mısınız? - “Sizin için ne yapabiliriz?” sorusuna;
Verdiğimiz en fiyakalı cevaptır; “Duâ edin”
- “Hicret edin:
Televizyonlarınızdan kitaplara,
sokaklarınızdan evinize,
evlerinizden çağdaş Suffe’lere hicret edin.
Meyledin işte, yönünüz Mevla’ya olsun,
düşersinizde meylettiğiniz tarafa doğru düşün,
niyetsiz iş yapmayın ki sonunuz hayr olsun.
Doksan dokuz kişinin katili,
adımlarını haktan yana attığı için kurtulmadı mı?
Dedim ya: Hicret edin tüm benliğinizden,
kapitallerinizden, arabalarınızdan,
çeşit çeşit çoraplarınızdan.Sade olun…
Gönlünüzdeki Hira’lara hicret edin…”