enyenisozler.com sitesi olarak en yeni en güzel ders verici Hikayeleri yayınlıyoruz. Hayatta neye baktığımız değil neyi gördüğümüz önemlidir. Bugün etrafımızdaki her şeye güzel gözlerle baktığımız ve güzellikler gördüğümüz  sürece hayata tutunuruz. Sizlerde bu hikayeyi okuyunca çok beğeneceğinizden eminim. Şu dünya yaşantımızda göl olmaya çalışmalıyız.

Hayatımızdaki Acılar ve Tuz

Hintli usta, Çırağının sürekli yaşamından şikayet etmesinden usanmıştır. Bir gün ondan tuz getirmesini ister. Çırak tuzu getirdiğinde ustası ona bir avuç tuzu bir bardak suya atıp içmesini söyler. Çırak, yaşlı adamın söylediğini yapar ama içer içmez ağzındakileri tükürmeye başlar.

“Tadı nasıl?” diye soran yaşlı adama öfkeyle “acı” diye cevap verir.

Usta çırağını kolundan tutar ve dışarı götürür. Sessizce az ilerdeki gölün kıyısına giderler ve çırağına bu kez de bir avuç tuzu göle atıp, gölden su içmesini söyler. Söyleneni yapan çırak, ağzının kenarlarından akan suyu koluyla silerken, usta aynı soruyu sorar: “Tadı nasıl? ”
“Ferahlatıcı” diye cevap verir genç çırak.

Tuzun tadını aldın mı ?” diye sorar yaşlı adam, ” hayır” diye cevaplar çırağı.

Bunun üzerine yaşlı adam, suyun yanına diz çökmüş çırağının yanına oturur ve şöyle der:

“Yaşamdaki acılar tuz gibidir, ne azdır, ne de çok. Acının miktarı hep aynıdır. Ancak bu acının şiddeti, neyin içine konulduğuna bağlıdır. Acın olduğunda yapman gereken tek şey acı veren şeyle ilgili hislerini genişletmektir. Onun için sen de artık bardak olmayı bırak, göl olmaya çalış.”

 

Not: Bu hikaye hoşunuza giddiyse ve arkadaşlarınıza faydalı olduğunu düşünüyorsanız lütfen paylaşmayı unutmayınız. Saygı ve svgilerimle….

 

 

Bir yanıt yazın